
Bir polis memuru Gezi Parkı protestoları sırasında İstanbul’da göz yaşartıcı gaz ateşler, Haziran 2013. Fotoğraf: Mstyslav Chernov Wikimedia üzerinden (CC BY-SA 3.0)
Türkiye’nin en saygın insan hakları savunucularının sekizi, İsveç ve Almanya’dan iki bilgi teknolojisi eğitmeni ile birlikte geçtiğimiz hafta tutuklandı. Tutuklanan on kişi hala polis gözetiminde ama herhangi bir suçla suçlanmadı.
Grup, İstanbul adalarından Büyükada’da dijital güvenlik ve bilgi yönetimi atölyesi için 5 Temmuz’da polisin atölyeye baskın düzenlediği, katılımcıları gözaltına aldığı ve bilgisayar ve cep telefonları da dahil olmak üzere elektronik ekipmanlara el koyduğu bir araya geldi. Tutuklananlar arasında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Müdürü İdil Eser de yer aldı.
Türk Cumhuriyet gazetesi, polisin tutuklanan bazı insan hakları savunucularının evlerine baskın düzenlediğini, kitap, CD, telefon ve dijital cihazlar ele geçirdiğini bildirdi. 11 Temmuz’da Hürriyet Daily News, “tutukluların adreslerine yapılan ev baskınlarının hala devam ettiğini” bildirdi.
Uluslararası Af Örgütü 11 Temmuz’da açıklandı on kişi en az yedi gün daha gözaltında kalacağını söyledi.
Uluslararası Af Örgütü Şefi Salil Shetty tarif olarak tutuklamalar bir “grotesk güç kötüye ve ülkedeki insan hakları aktivistleri karşı karşıya tehlikeli durum vurgular.”
Hugh Williamson, İnsan Hakları İzleme Avrupa ve Orta Asya Direktörü, durumu tarif “Türk devleti için baskıcı yeni bir düşük” olarak ve derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenen G20 Zirvesi’nde 8 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında, toplantının “15 Temmuz olaylarının neredeyse bir devamı” olacağını ve 2016 yılının başarısız darbe girişimini atıfta bulunacağını savundu.
Türk makamları, basına ya da Cumhurbaşkanı’nın iddiasının kamuoyuna hiçbir kanıt sunmadılar. Gözaltına alınan on kişinin hepsi, yerel yasalar ve uluslararası insan hakları normları tarafından korunduğu için Türk halkının haklarının barışçıl ve yapıcı bir şekilde korunmasına taahhüt gösteriyor.
Uluslararası Af Örgütü, personeli adına yaptığı tweet’te Erdoğan’ı 1998 yılında İstanbul belediye başkanlığı sırasında tutuklandığında koruma çabalarını hatırlattı.
Dünyanın dört bir yanından gelen hükümetler ve hükümetler arası kurumlar, rejimin söz konusu sürecin olmaması ve iktidarın kötüye kullanılması konusundaki endişelerini dile getirdiler. Eski İsveç Başbakanı Carl Bildt, tutuklamaları “çok endişe verici bir işaret” olarak nitelendirdi:
Türk makamları, önemli insan hakları savunucularını gözaltına alan çok endişe verici bir işaret. Savcılar amok çalışan. https://t.co/pAx3s78CX5
— Carl Bildt (@carlbildt) 8 Temmuz 2017
Hollanda Avrupa Parlamentosu Üyesi Kati Piri grubun serbest bırakılması için çağrılara katıldı:
AP’nin #Turkey oylaması yapıldıktan önce, @amnesty direktörü de dahil olmak üzere insan hakları savunucularının derhal serbest bırakılması çağrısında bulunduk
— Kati Piri (@KatiPiri) 6 Temmuz 2017
İnsan hakları savunucularının destekçileri Facebook’u kullanarak grupla ilgili güncellemeleri ve haberleri Serbest Haklar Savunucularına Dokunma grubu. Twitter’da destekçiler bilgi paylaşmak için #HakSavunucularınaDokunma, #FreeRightsDefenders ve #Istanbul10 etiketlerini kullanıyor.
İşkenceye Karşı Dünya Örgütü ayrıca yayınlanan bir deyimi dünyanın dört bir yanından 40 insan hakları örgütü tarafından imzalanan , “insan hakları çalışmaları suç olmamalı” belirterek ve gözaltına alınan on katılımcıların derhal ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Kaynak https://globalvoices.org/2017/07/12/human-rights-defenders-are-still-behind-bars-in-turkey/